Türk Edebiyatının artist lakâplı yazarı Cahit ZARİFOĞLU, yazdığı eşsiz eserlerinden olan "Yedi Güzel Adam"dan biri de kendisi olan zarif insan.
''İnsan sevmeli... Bazen bir insanı, yahut bir ağacı ya da kanadı kırık bir kuşu... Zaten sevmese insan olur mu?''
Aslen Kahramanmaraşlı'dır. 1 Temmuz 1940 tarihinde Ankara'da doğmuş olan şairin çocukluğu Kahramanmaraş'ta geçmiştir. Edebiyata, Kahramanmaraş Lisesi'nde iken şiir ve kompozisyon yazarak başlamış, lise sonrasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümünde okumuş ve buradan mezun olmuştur.
Öğrenciliği sırasında çalışmak zorunda kalınca, sayfa sekreteri olarak çalışmış, yine bu dönemde Diriliş Dergisinde çeşitli şiirleri yayımlanmıştır. 1976'dan sonra, kurucularından olduğu, Mavera Dergisinde şiirleri, birkaç hikâyesi, senaryo çalışmaları, günlükleri ve 'Okuyucularla' ismini verdiği sohbetleri yayımlanmıştır.
Şiir
İşaret Çocukları (1967)
Yedi Güzel Adam (1973)
Menziller (1977)
Korku ve Yakarış (1986)
Gülücük (1989)
Ağaç Okul (1990)
Günlük
Yaşamak (1980)
Masalve Romanlar
İns (1974)
Serçekuş (1983)
Ağaçkakanlar (1983)
Katıraslan(1983)
Yürek Dede ile Padişah (1984)
Savaş Ritmleri (1985)
Motorlu Kuş (1987)
Tiyatro
Sütçü İmam(1987)
Denemeler
Bir Değirmendir Bu Dünya (1987)
Zengin Hayaller Peşinde (2006)
Kalsam,
Sığdıramam
Bu deli maviyi ihanet kokan soluğuna
Metropollerin.
Üşür gözlerimde yediveren tomurcuk,
Yedi göğün yıldızları.
Yüreğimde bir maral ağlar,
Hangi suya eğilsem.
Ellerimin
Dikiş tutmazlığı
Ellerine teyellenmişken,
Bağlıydım hayata
Ama şimdi
Çözüldüm her anlamda.
Tırnaklarım etimden ayrıldı çünkü.
Çünkü beklenenden tez düştü ak'lar çocuk sakallarıma .
Çünkü kırıldım saç uçlarıma kadar!
Ve.
Haziran gibiydi çocuklar, yakmayan sıcaklıklarıyla
Yüzlerinde yüzlerce iklim,
Alabildiğine savunmasız, ürkek ve masum .
Ve böyle temizken hayat ne büyük günah işledik büyümekle.
Hani diyorum ya ; umuda gülümse hep,
Aç gözlerini, yosun tutmuşsa da zaman, aldırma!
Sen, çoktan kapamışsın gözlerini,
Yüzünde buruk bir gülümseyişi hediye bırakarak.
Artık çıkarım bulanık köpüklü dalgalardan.
Ağlamam bu sefer inan,
Yıkıldığında kumdan şatolarım.
Hem artık güneş çizmeyi öğrendim.
Gözlerime hükmetmeyi, susmayı, tırnağımı daha derinden koparıp,
Hıçkırıklarımı tam sol yanımda yok etmeyi.
Gizlemeyi ama bi yağmurda geçmiyor söz işte,
Yüreğime.
O ağlıyor ben damlıyorum .
Bakma büyümüş gibi yapıyorum.
Seslendirme:
https://www.youtube.com/watch?v=KfczBKkgnGk