Mimar Sinan denilince akla hep tüm zamanların en büyük mimarı olduğu gelir. Yüzlerce eserde imzası vardır. Büyük ustalıkla inşa ettiği eserleri hala günümüzde ilk günkü gibi varlığını sürdürmektedir. Her eserinin insanı büyüleyecek hikâyesi vardır. Mimar Sinan, Koca Sinan diye de anılır. Kanuni Sultan Süleyman dahil üç büyük Osmanlı padişahı döneminde yaşamıştır.
Mimar Sinan'ın hayatıyla ilgili kesin bilgilere sahip olamasak da devşirme olduğu kesindir. Mimarbaşılık görevini kırk sekiz yaşında üstlenmiştir. Öncesinde askerlik görevinde bulunan Mimar Sinan seferlere gittiği yerlerde mimarilerden etkilenmiş ve kendini bu yönde geliştirmiştir
Şehzadebaşı Camii ( Çıraklık Eseri)
Süleymaniye Camii (Kalfalık Eseri)
Selimiye Camii (Ustarlık Eseri
Onu diğer mimarlardan farklı kılan her eserini yüzyıllar geçse de ayakta tutabilecek hesabı yaparak inşa etmesidir. Koyduğu her taşın bir hesabı matematiği vardır.
Hayatı boyunca İstanbul, Edirne, Ankara, Kayseri, Erzurum, Manisa, Bolu, Çorum, Kütahya gibi Anadolu kentleriyle Halep, Şam, Budin gibi Osmanlı topraklarında suyolları, çeşmeler, camiler, külliyeler, medreseler yapan Mimar Sinan, Edirne'deki "Ustalık eseri" Selimiye Camisi'ni 85 yaşında inşa etmiştir.
Bir efsaneye göre 1900'lü yıllarda Şehzadebaşı Camii'nin bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümelerden dolayı restorasyona başladıkları ve kemerlerden birinde bir şişenin içinde mektup bulduğu söylenir. Mektupta "Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşaa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum." yazıldığı söylenmektedir. Bu da Mimar Sinan'ın ileri görüşlü olduğunu gösterir.
(İS ODASI)
Eserleri geri dönüşüme imkan verecek şekilde inşa edilmiştir. Elektriğin olmadığı dönemde devasa yapıları aydınlatmak için kandil ve mumları kullanmışlardır. Ancak kapalı alanda bu mum ve kandillerin ürettiği is büyük bir sorun olarak karşılarına çıkmıştır. Mimar Sinan, Süleymaniye'nin kubbesinde inşa ettiği is odası ile tüm yapı içindeki isi bu odaya yönlendirmeyi başarmıştır ve aynı zamanda bu isten kalitesi çok üstün mürekkep üretmiştir. Tarihimizde, yaşadığımız şehirde onlarca eseri bulunan böyle bir mimara sahip olduğumuz için gurur duymalı, onunla ilgili daha çok bilgi edinmeli , bizlere bıraktığı bu kıymetli eserleri korumalıyız.